işte karşınızda "FANATİK TEMA". hem FB hem GS hem de BJK temaları birarada.Herkesin bilgisayarında bulunması gereken bir paylaşım.DOWNLOAD l Sadece 3.46 MB Not: Ek bir program yüklemeniz gerekmez.
http://rapidshare.com/files/82168599/Fanatik_tema.zip
Fanatik Tema
Gönderen
Wyrus
on 24 Ağustos 2008 Pazar
Etiketler:
besiktas,
bjk,
eglence,
eglenceli,
eglenceli-blog,
fanatik,
fb,
fenerbahce,
galatasaray,
gs,
mac,
tema
/
Comments: (0)
isimLerinizin Elf ve Hobbit anLamLarı
Gönderen
Wyrus
Etiketler:
anlamları,
blog,
eglence,
eglenceli,
eglenceli-blog,
elf,
hobbit,
isim,
isminizin karsılıgı
/
Comments: (0)
arkadaşlar bi yerden buldum isminizi girdikten sonra size isminizin elfçesini we hobbitçesini weriyo walla benim çok hoşuma gitti çok güsel nickler çıkıyo herkes bi baksın mesela benim ismimin elfçesi ELROHİR ARCAMENELalın bu da linki http://www.chriswetherell.com/elf/ bu da hobbit ismi için link
Peter Cevap Ver :)
Gönderen
Wyrus
Etiketler:
blog,
cevap,
eglence,
eglenceli,
eglenceli-blog,
peter,
soru,
soru-cevap,
ver
/
Comments: (0)
Sadece şaka amaçlı bi site olduğunu sanıyorum.Sayfadaki "Insert petition:" olan yere "Peter, " yazıyoruz ve devam olarak alt tarafa yazacağımız sorunun cevabını yazıyoruz (boş kalırsa noktaya basıp doldurabilirsiniz) zaten siz cevap yazarken o ingilizce olarak dolduracaktır...Sayafadaki "Insert question:" olan yere soruyu yazıyoyoruz ve enter a basıyoruz... altta cevabı görünüyo...
Link : http://www.peteranswers.com/
Link : http://www.peteranswers.com/
Facebook Kodları - No Warez
Gönderen
Wyrus
Facebook, herkesin kullanması ve geliştirmesi için sistemini geliştiricilere açtı. Siz de kendi web sitenizde Facebook uygulamaları yaparak yayınlayabilirsiniz. Facebook, şaşırtmaya devam ediyor. Uzun zamandır söylenti halinde dolaşan bu fikir, Facebook'un resmi olarak duyurmasıyla beraber gerçeğe dönüştü. Böylece Facebook, kendi sistemini geliştiricilere açmış oldu. İsteyen herkes, bu kodları indirerek kendi fikirleri doğrultusunda geliştirebilir ve yayınlayabilir. İndir:http://developers.facebook.com/fbopen/fb-open-platform.tar.gzKaynak:http://shiftdelete.net/site/200806044301/Facebook-Acti.htmlBen henüz denemedim fakat 39,5 mb gibi bir şey...Her yer facebook olur artıkın
Günün Hikayesi
Gönderen
Wyrus
on 23 Ağustos 2008 Cumartesi
Etiketler:
atasözü,
blog,
cin,
cin atasözü,
eglence,
eglenceli,
eglenceli-blog,
günün hikayesi,
hikaye,
komedi,
matrak,
mizah
/
Comments: (0)
Günün Hikayesi
ODTÜ İşletme'nin deli ama çok bilge, hem en sevilen hem en nefret edilen profesörü Muhan Hocanın Strateji Yönetimi dersinin ilk saati öğretim üyelerinin bile katılımıyla geçer ki her senesi ayrı ilginçtir. Derslerinden birinden bir anekdot: Muhan Soysal tepegöze bir Picasso resmi koyar. Herkes bakar bakar ama tarzı zaten kübik olan sürrealist resimde sanatla fazla ilgilenmeyenlerin anlayabileceği çok az şey vardır. Bozuk perspektifli bir oda, sarı uzun saçlı yaratığa benzeyen bişey. Etrafında başka yaratıklar, yerde yine bir yaratık ve arkadaki şekli bozuk içi parlak dikdörtgenin içinde başka bişeyler daha.
5-10 dakka hiçbişey söylemeden sınıfı izleyen hoca, birazdan Picasso'nun resmini alıp Meninas'in bir resmini koyar. Bu resimde sandalyenin üzerinde oturan sarı uzun saçlı bir aristokrat kızının etrafındaki dadıları onun saçını tararken yerde köpeği yatmaktadır. Ve babası arkasından ışık sızan kapıdan kızını izlemektedir.
Ancak ikinci resmi görünce Picasso'nun resmindeki öğelerin ne olduğunu ve bu resmin Meninas'in tablosuna gönderme olarak yapılmış olduğunu farkeder tüm sınıf. Ve Muhan Soysal hiç unutamayacağımız dersini verir: "Hayatta hiçbirşey Meninas'in resmi kadar belirgin ve net değildir. İş hayatı gerçekleri size Picasso'nun resmindeki gibi şekil değiştirmiş olarak gösterir. Picasso'nun resmine bakıp, Meninas'in resmini görebilenleriniz başarılı olacak, diğerleri kübik şekillere bakıp yanlış anlamlar çıkarmaktan gerçekleri hiç göremeyecek."
VE SON SÖZ......
Bir saatliğine mutlu olacaksanız, şekerleme yapın Bir günlüğüne mutlu olacaksanız, balık avlamaya gidin Bir aylığına mutlu olacaksanız, evlenin Bir yıllığına mutlu olacaksanız, bir servete konun Tüm yaşam boyunca mutlu olacaksanız, işinizi sevin...
ÇİN ATASÖZÜ
ODTÜ İşletme'nin deli ama çok bilge, hem en sevilen hem en nefret edilen profesörü Muhan Hocanın Strateji Yönetimi dersinin ilk saati öğretim üyelerinin bile katılımıyla geçer ki her senesi ayrı ilginçtir. Derslerinden birinden bir anekdot: Muhan Soysal tepegöze bir Picasso resmi koyar. Herkes bakar bakar ama tarzı zaten kübik olan sürrealist resimde sanatla fazla ilgilenmeyenlerin anlayabileceği çok az şey vardır. Bozuk perspektifli bir oda, sarı uzun saçlı yaratığa benzeyen bişey. Etrafında başka yaratıklar, yerde yine bir yaratık ve arkadaki şekli bozuk içi parlak dikdörtgenin içinde başka bişeyler daha.
5-10 dakka hiçbişey söylemeden sınıfı izleyen hoca, birazdan Picasso'nun resmini alıp Meninas'in bir resmini koyar. Bu resimde sandalyenin üzerinde oturan sarı uzun saçlı bir aristokrat kızının etrafındaki dadıları onun saçını tararken yerde köpeği yatmaktadır. Ve babası arkasından ışık sızan kapıdan kızını izlemektedir.
Ancak ikinci resmi görünce Picasso'nun resmindeki öğelerin ne olduğunu ve bu resmin Meninas'in tablosuna gönderme olarak yapılmış olduğunu farkeder tüm sınıf. Ve Muhan Soysal hiç unutamayacağımız dersini verir: "Hayatta hiçbirşey Meninas'in resmi kadar belirgin ve net değildir. İş hayatı gerçekleri size Picasso'nun resmindeki gibi şekil değiştirmiş olarak gösterir. Picasso'nun resmine bakıp, Meninas'in resmini görebilenleriniz başarılı olacak, diğerleri kübik şekillere bakıp yanlış anlamlar çıkarmaktan gerçekleri hiç göremeyecek."
VE SON SÖZ......
Bir saatliğine mutlu olacaksanız, şekerleme yapın Bir günlüğüne mutlu olacaksanız, balık avlamaya gidin Bir aylığına mutlu olacaksanız, evlenin Bir yıllığına mutlu olacaksanız, bir servete konun Tüm yaşam boyunca mutlu olacaksanız, işinizi sevin...
ÇİN ATASÖZÜ
Günün Sözü
Gönderen
Wyrus
Etiketler:
blog,
eglence,
eglenceli,
eglenceli-blog,
gün,
günün sözü,
söz
/
Comments: (0)
Hiçbirşey için "BENİMDİR" deme, sadece de ki; "YANIMDADIR" Çünkü ne altın, ne toprak, ne sevgili, ne hayat, ne ölüm, ne huzur, ne de keder... DAİMA SENİNLE KALMAZ
Sanal Harddisk
Gönderen
Wyrus
Etiketler:
eglence,
eglenceli-blog,
harddisk,
sanal
/
Comments: (0)
Bilgisayarınızda Yeriniz bitti.Ve cok önemli kaydetmeniz gereken dosyalar var.Ne yapmanız Lazım.Tabiki
http://www.xdrive.com adresine girip yeni üyelik almanız.Sonra içine mp3,video,program,metin belgesi vs.yükleyebilirsiniz.:)
link:http://www.xdrive.com
http://www.xdrive.com adresine girip yeni üyelik almanız.Sonra içine mp3,video,program,metin belgesi vs.yükleyebilirsiniz.:)
link:http://www.xdrive.com
Milli Oluyoruz. :) - Efe Yas Üzüm Rakısı
Gönderen
Wyrus
Efe Yas Üzüm Rakısının Hazırlamıs oldugu sitede kızlarla top oynuyorsunuz.Öncelikle 5 penaltı , 4frikik atmaya calısıyorsunuz.Son asamada ise kaleye siz geciyor ve sutları kurtarmaya calısıyorsunuz.Sayet basarılı olursanız kızlarla kıyafetinizi degiştiriyorsunuz:)
D.N : +18 içerikli Sitedir...
Link : http://www.millioluyoruz.com/
D.N : +18 içerikli Sitedir...
Link : http://www.millioluyoruz.com/
3D Öldü Yasasın 6D
Gönderen
Wyrus
on 11 Ağustos 2008 Pazartesi
Etiketler:
3d öldü,
6d yasasın,
blog,
eglenceli-blog,
haber,
teknoloji
/
Comments: (0)
Massachusetts Institute of Technology'nin deli bilimadamları, nispeten basit bir sistemle 6 boyutlu görüntü elde etmekte oldukları iddiasındalar.Amerika'nın meşhur teknik üniversitelerinden Massachusetts Institute of Technology (MIT) araştırmacıları, "süper gerçekçi bir görüntüleme sistemi" üstünde çalıştıklarını duyurdular.
Sistemin, eskiden kalemtraşların üstünde bulunan ya da sakızlardan çıkan ve hareket ettirdikçe resmin de hareket ettiği izlenimini veren ekrancıklarınkine benzer bir prensiple çalıştığı tarif ediliyor. Ancak, 6 boyut sistemi, üst üste yapıştırılan iki resmi tek gibi gösteren şerit merceklerin yerine, art arda yerleştirilmiş dört köşe ekranlar ve mercekler kullanıyor. Böylece sadece bakış açısındaki değişikliklere değil, çevresindeki değişikliklere de tepki gösteren; ışığın geliş yönüne, açısına, şiddetine göre gölgeli ve aydınlık alanlar üreten görüntüler elde ediliyor. Sistemde elektronik bir öğe olmadığı gibi, aktif olarak kontrol edilmesi de gerekmiyor.
Pikseli 30 dolara malolduğu için şimdilik sinema, monitör vb. gibi alanlarda kullanıma girmesi mümkün olmayan sistemin, reklamcılıkta denenmesi öngörülüyor.
Sistemin, eskiden kalemtraşların üstünde bulunan ya da sakızlardan çıkan ve hareket ettirdikçe resmin de hareket ettiği izlenimini veren ekrancıklarınkine benzer bir prensiple çalıştığı tarif ediliyor. Ancak, 6 boyut sistemi, üst üste yapıştırılan iki resmi tek gibi gösteren şerit merceklerin yerine, art arda yerleştirilmiş dört köşe ekranlar ve mercekler kullanıyor. Böylece sadece bakış açısındaki değişikliklere değil, çevresindeki değişikliklere de tepki gösteren; ışığın geliş yönüne, açısına, şiddetine göre gölgeli ve aydınlık alanlar üreten görüntüler elde ediliyor. Sistemde elektronik bir öğe olmadığı gibi, aktif olarak kontrol edilmesi de gerekmiyor.
Pikseli 30 dolara malolduğu için şimdilik sinema, monitör vb. gibi alanlarda kullanıma girmesi mümkün olmayan sistemin, reklamcılıkta denenmesi öngörülüyor.
Karikatür - Masa Bası
Gönderen
Wyrus
Etiketler:
blog,
eglenceli-blog,
karikatür,
masa bası
/
Comments: (0)
Karikatür - Otostop
Gönderen
Wyrus
Etiketler:
blog,
eglenceli-blog,
karikatür,
otostop
/
Comments: (0)
Bomba
Gönderen
Wyrus
Etiketler:
blog,
bombaa,
eglenceli-blog,
fıkra
/
Comments: (0)
Bir tımarhanede deliler ayaklanır ve binanın orta bahçesini işgal ederler. Hiçbiride dağılmaz. Bunun üzerine doktorlar toplanarak yönetmeliği açarlar ve aynısını uygulamaya karar verirler. Yönetmeliye göre bir doktoru çırılçıplak soyar delilerin içine atarlar. Doktor içeri girince * BOMBAAA * diye bağırır. Bunu gören deliler doktoru tuttukları gibi camdan dışarı atarlar. Bunun üzerine doktorlar tekrar toplanır ve konuşurlar. Bu işte bir yanlışlık vardır. Delilerin hepsinin dağılması gerekmektedir. Yeniden denerler. Bir doktoru daha soyup içeri atarlar ve oda * BOMBAAA * diye bağırır. Deliler onu da tuttukları gibi camdan dışarı atarlar. Başhekim en sonunda bir de ben deniyeyim der ve soyunup delilerin arasına girer ve * BOMBAAA * diye bağırır. Bunun üzerine bütün deliler kaçışır ve binayı ve orta bahçeyi terk ederler. Doktorlar merak eder ve biraz akıllı olanlarından toplayarak bu durumu sorarlar. Niçin siz ilk iki doktor girdiğinde binayı boşaltmadınız da son başhekim girdiğinde boşaltınız? derler. Delilerde "İlk giren iki bombanın fitili uzundu ama son giren bombanın fitili kısaydı zamanımız yoktu içerde patlamasın diye böyle yaptık" derler.
Jim ile Mary
Gönderen
Wyrus
Etiketler:
blog,
eglenceli-blog,
fıkra
/
Comments: (0)
Jim ile Mary akıl hastanesinde iki hastadır. Bir gün hastanenin yüzme havuzunun etrafında dolaşırken Jim aniden suya atlayıp en dibe batar. Bunu gören Mary hemen ardından atlar ve dibe kadar yüzüp Jim'i kurtarır. Tabii Mary'nin bu kahramanca davranışı hastanede olay olur. Bunu duyan başhekim de Mary'nin artık iyileştiğini düşünüp, hastaneden derhal taburcu edilmesi emrini verir. İşlemler yapılır, belgeler çıkartılır, Başhekim ayni gün Mary'nin yanına gider: -Mary, sana bir iyi bir de kötü haberim var. İyi haberim, yaptığın kahramanca davranıştan ötürü anladık ki akli dengen tamamen yerinde ve böylece hastanemizden taburcu oluyorsun. Kötü habere gelince, kurtardığın hasta, Jim, intihar etmiş. Az önce odasının banyosunda kendisini asmış bulundu. - Mary gayet sakin yanıt verir: “O intihar falan etmedi ki. Ben onu astım kurusun diye. “
Günün Hikayesi
Gönderen
Wyrus
Etiketler:
eglenceli-blog,
günün hikayesi,
hikaye
/
Comments: (0)
Günlerden bir gün, köylerden birinde, adamın birinin eşeği, kuyunun birine düşmüş. Niye düşer, nasıl düşer sormayın. Eşek bu. Düşmüş işte. Belki kör bir kuyuydu, ağzı tahtayla kapatılmıştı belki, üzerine de toprak dökülmüştü. Zamanla tahta çürüdü,zayıfladı, toprakta biten otlari yemek isteyen eseğin ağırlığını çekemedi ve güm. Hayvancık saatlerce acı içinde kıvrandı, bağırdı kendi dilinde. Ayıptır söylemesi, anırdı yani. Sesini duyan sahibi gelip baktı ki vaziyet kötü. Zavallı eşeği kuyunun dibinde melul mahzun bakınıyor. Üstelik yaralanmis. Karşılaştığı bu durumda kendini eşeği kadar zavallı hisseden adamcağız köylüleri yardıma çağırdı.Ne yapsak, ne etsek, nasıl çıkarsak soruları havada kaldı. Sonunda karar verildi ki kurtarmak için çalışmaya değmez. Tek çare, kuyuyu toprakla örtmek. Ellerine aldıkları küreklerle etraftan kuyunun içine toprak attılar. Zavallı hayvan, üzerine gelen toprakları, her seferinde silkinerek dibe döktü. Ayaklarının altına aldığı toprak sayesinde her an biraz daha yukseldi ve sonunda yukarıya kadar çıkmış oldu. Köylüler ağzı açık bakakaldı. Hayat, bazen bizim de üzerimize abanır.(Ne bazeni, çoğu zaman.) Toz toprakla örtmeye calışanlar çok olur. Bunlarla basetmenin tek yolu, yakınıp sızlanmak değil, düşünüp silkinmek ve kurtulmak, aydınlığa adım atmaktır. Kör kuyuda olsak bile
Günün Karikatürü
Gönderen
Wyrus
Etiketler:
eglenceli-blog,
günün karikatürü,
karikatür
/
Comments: (0)
Günün Sözü
Gönderen
Wyrus
Etiketler:
blog,
eglenceli-blog,
günün sözü,
söz
/
Comments: (0)
** GÜNÜN SÖZÜ **
Her Rüzgar Savuracak Bir Toz bulur,Her Hayat Yaşanacak Bir Can bulur,Her Umut Gerçekleşecek Bir Düş bulur,Bulunmayacak Tek Şey Senin Benzerindir
Her Rüzgar Savuracak Bir Toz bulur,Her Hayat Yaşanacak Bir Can bulur,Her Umut Gerçekleşecek Bir Düş bulur,Bulunmayacak Tek Şey Senin Benzerindir
Türkleri Anlama SAnatı
Gönderen
Wyrus
Etiketler:
anlamak,
eglenceli-blog,
sanat,
Türk,
türkler,
türkleri anlama sanatı
/
Comments: (0)
Madde 7: Hesap ödeyen erkek, hesabı ödemek için gereken işlemi masanın altında yapar.Türk erkeği ödediği hesabı masadakilerin görmesini istemez. Eğer görürlerse ayıp olacağını düşünür ve karşıdakilerin ‘Ulan amma da görgüsüz herif, hem ısmarlıyor hem de hesabı gözümüze sokuyor’ demesinden çekinir. Böyle bir davranışa bir de Eskimo erkeklerinde rastlanılabilir.
Madde 11: Türkiye’de ilk, orta, lise, üniversite, yüksek lisans, doktora fark etmez, sınav kağıtları dağıtılırken, bir öğrenci mutlaka ‘Hocam istediğimiz sorudan başlayabilir miyiz?’ sorusunu sorar. Aynı öğrenci, öğretmen haftaya sınav yapacağını bildirdiğinde kaçıncı sayfaya kadar sorumluyuz hocam’ sorusunu soran ama yine de sınava çalışmayan öğrencidir.Madde 25: Tüm ısrarlara rağmen misafir ‘Yemeyeceğim yeter!’ diyorsa, Ev sahibi son kozunu değerlendirir ve ilahi gücü cümle içinde kullanıp Bak Allah’ın adını verdim’ diyerek misafiri köşeye sıkıştırır. Misafir bunun üzerine midesi dolu olsa da, ilahi kudret korkusundan mıdır kaçış yolu kalmamasından mıdır, ne var ne yoksa bir çırpıda yer.Madde 34: Üzerinden araç geçsin ve temizlensin diye işyeri paspasları cadde ortasına fırlatılır. Sinek avlayan esnaf Türkiye’de temizlik hastası kesilir. Alır eline hortumu baştan aşağı dükkanının bulunduğu caddeyi, kaldırımları bir güzel sular. O da yetmez, yandaki caddeleri ve sokakları da sulamayı iş edinir. O arada paspaslar da temizlikten payını alır.Madde 42: Misafirlikte kolonya ikram edilirken büyüklerin ellerine çocukların kafasına dökülür.Madde 46: Durakta değil de, her el kaldıran yolcu gördüğünde duran otobüse halk otobüsü denir. Halk otobüsü halkı kırmaz, durur. Halk otobüsünün belediye otobüsünden tek farkı budur.Madde 49: Şehirlerarası otobüs yolculuklarında kan bağı yoksa (karı,koca, yeğen, yenge gibi) bayan yanına erkeğin oturması firma tarafından kabul edilmez. Türkiye’de en önemli namus bekçileri otobüs muavinleridir. Muavinlere göre birbirlerini hiç tanımayan iki karşı cinsin, mesafe olmaksızın seyahat etmesi, ateşle barutun birbirine bitişik iki koltuktan bilet alması gibi bir şeydir. Buna asla izin vermezler. Ancak gidilecek yol boyunca erkeğin yanına oturtmadıkları genç kızı kesmeyi de ihmal etmezler.Madde 63: Gelinin belinde yer alan kırmızı kuşak bekareti simgeler. Damadın elbisesi üzerinde renkli bir çaput parçası, herhangi bir işaret bulunmadığından cinsel geçmişi hakkında fikir yürütmek mümkün değildir. Aslında bu geçmişle pek ilgilenen de yoktur.Madde 64: Kafa bir yere çarptığında şişmesin diye çiğnenmiş ekmekle ovalanır. Türklerin ‘Kendi kendine tedavi’ yöntemleri sadece bunlarla bitmez. Ağrıyan yere sıcak tuğla konur. Isıtılmış çay bardakları ile sırt çekilir. Arpacık çıkmış göze sarımsak sürülür. Kesilen ve kanayan yere tütün basılır. Paslı çivi batan yer sopayla dövülür. Burkulan yere biftek bağlanır. Yanan yere diş macunu sürülür.Madde 66: Bütün ilaçlar buzdolabında saklanır. Buzdolabının kola, su, gazoz koyulan bölgesi ilaçlara yetmeyince, ilaçlar yumurtaların bulunduğu alanda, kurumuş yarım limonlara komşuluk yapar.
Madde 11: Türkiye’de ilk, orta, lise, üniversite, yüksek lisans, doktora fark etmez, sınav kağıtları dağıtılırken, bir öğrenci mutlaka ‘Hocam istediğimiz sorudan başlayabilir miyiz?’ sorusunu sorar. Aynı öğrenci, öğretmen haftaya sınav yapacağını bildirdiğinde kaçıncı sayfaya kadar sorumluyuz hocam’ sorusunu soran ama yine de sınava çalışmayan öğrencidir.Madde 25: Tüm ısrarlara rağmen misafir ‘Yemeyeceğim yeter!’ diyorsa, Ev sahibi son kozunu değerlendirir ve ilahi gücü cümle içinde kullanıp Bak Allah’ın adını verdim’ diyerek misafiri köşeye sıkıştırır. Misafir bunun üzerine midesi dolu olsa da, ilahi kudret korkusundan mıdır kaçış yolu kalmamasından mıdır, ne var ne yoksa bir çırpıda yer.Madde 34: Üzerinden araç geçsin ve temizlensin diye işyeri paspasları cadde ortasına fırlatılır. Sinek avlayan esnaf Türkiye’de temizlik hastası kesilir. Alır eline hortumu baştan aşağı dükkanının bulunduğu caddeyi, kaldırımları bir güzel sular. O da yetmez, yandaki caddeleri ve sokakları da sulamayı iş edinir. O arada paspaslar da temizlikten payını alır.Madde 42: Misafirlikte kolonya ikram edilirken büyüklerin ellerine çocukların kafasına dökülür.Madde 46: Durakta değil de, her el kaldıran yolcu gördüğünde duran otobüse halk otobüsü denir. Halk otobüsü halkı kırmaz, durur. Halk otobüsünün belediye otobüsünden tek farkı budur.Madde 49: Şehirlerarası otobüs yolculuklarında kan bağı yoksa (karı,koca, yeğen, yenge gibi) bayan yanına erkeğin oturması firma tarafından kabul edilmez. Türkiye’de en önemli namus bekçileri otobüs muavinleridir. Muavinlere göre birbirlerini hiç tanımayan iki karşı cinsin, mesafe olmaksızın seyahat etmesi, ateşle barutun birbirine bitişik iki koltuktan bilet alması gibi bir şeydir. Buna asla izin vermezler. Ancak gidilecek yol boyunca erkeğin yanına oturtmadıkları genç kızı kesmeyi de ihmal etmezler.Madde 63: Gelinin belinde yer alan kırmızı kuşak bekareti simgeler. Damadın elbisesi üzerinde renkli bir çaput parçası, herhangi bir işaret bulunmadığından cinsel geçmişi hakkında fikir yürütmek mümkün değildir. Aslında bu geçmişle pek ilgilenen de yoktur.Madde 64: Kafa bir yere çarptığında şişmesin diye çiğnenmiş ekmekle ovalanır. Türklerin ‘Kendi kendine tedavi’ yöntemleri sadece bunlarla bitmez. Ağrıyan yere sıcak tuğla konur. Isıtılmış çay bardakları ile sırt çekilir. Arpacık çıkmış göze sarımsak sürülür. Kesilen ve kanayan yere tütün basılır. Paslı çivi batan yer sopayla dövülür. Burkulan yere biftek bağlanır. Yanan yere diş macunu sürülür.Madde 66: Bütün ilaçlar buzdolabında saklanır. Buzdolabının kola, su, gazoz koyulan bölgesi ilaçlara yetmeyince, ilaçlar yumurtaların bulunduğu alanda, kurumuş yarım limonlara komşuluk yapar.
Arap Yagı Bol Bulunca
Gönderen
Wyrus
Bir Arap şeyhinin son model Lamborghini marka otomobili, yağ değişimi için Katar'dan İngiltere'ye uçakla getirildi.Arabanın 10 bin kilometre uzaktaki servise taşınmasının Arap şeyhine maliyetinin yaklaşık 50 bin ytl olduğu belirtilirken, servis ücretinin de yetkili bir serviste 10 bin ytl'ye yaklaştığı söyleniyor. Araç servis sonrası Katar'a geri gönderildi. Olayı duyan çevreciler tepkilerini 'Teknisyenleri Katar'a getirtmek çok daha az kirlilik yaratırdı' diyerek dile getirdiler. Lamborghini yetkilileri ise olayı normal karşıladıklarını açıklarken 'Bir müşterimiz hizmet istiyorsa, onun istediği şekilde veririz' açıklamasını yaptı.Yurt dışında 190 bin sterline (yaklaşık 450 bin ytl) satılan Lamborghini Murciélago LP640, geçtiğimiz günlerde vizyona giren Kara Şövalye filminde Batman tarafından kullanılıyor ve Rod Stewart ile David Beckham gibi ünlülerin garajında da bulunuyor.
Fincani 125 Ytl den Hayvan Dıskısından Kahve .
Gönderen
Wyrus
Etiketler:
125 ytl,
den hayvan,
dıskısından,
fincanı,
haberler,
ilginc,
kahve
/
Comments: (0)
Dünyanın en pahalı kahvesi, Endonezya’daki adalarda yaşayan ve bir tür misk kedisi olan “Paradoxurus”un yediği kahve çekirdeklerinin daha sonra dışkısından toplanmasıyla elde ediliyor.
Haberin asıl kaynağı : http://www.ntvmsnbc.com/news/442514.asp
Yediğinize içtiğinize dikkat edin. Pahalı olması kaliteli olduğu anlamına gelmez, .oktan birşey de olabilir...
iyi eglenceler.
Haberin asıl kaynağı : http://www.ntvmsnbc.com/news/442514.asp
Yediğinize içtiğinize dikkat edin. Pahalı olması kaliteli olduğu anlamına gelmez, .oktan birşey de olabilir...
iyi eglenceler.